HİPERTROFİ: HORMONAL YANITLAR (IGF-1 VE GROWTH HORMON)

Paylaş

İnsülin benzeri büyüme faktörü 1 (IGF-1) adından da anlaşılacağı üzere yapısal olarak insüline benzeyen homolog (yüksek seviyede dizilim benzerliği) bir peptiddir (amino asitlerin birbirine bağlanması ile oluşan kısa bileşikler). Doğadaki en önemli memeli anabolik hormonu olarak gösterilmektedir. Vücut için bütün olarak temel anabolik tepkiyi ürettiği düşünülmektedir ve mekanik yüklemeye tepki olarak güçlenmiş etkiler göstermektedir. IGF-1 alıcıları harekete geçmiş uydu hücrelerde, yetişkin kas lifindeki, Schwann hücrelerinde bulunmaktadır.IGF-1 hücre içi sinyallemeyi birden fazla yol kullanarak gerçekleştirebilmektedir. IGF-1’ in kullandığı bu farklı sinyalleme yolları hem anabolik hem de anti-katabolik etkiler oluşturarak kas üzerinde doku büyümesini teşvik edebilmektedir (Rommel ve ark., 2001; Sandri, 2008). Literatürde bir in vitro  araştırmada (laboratuvarda veya yapay koşullarda) IGF-1’ in protein sentezini, protein yıkımı inhibisyonunu, miyotüp çapını (kas proteinini oluşturan temel hücreler) ve miyotüp  çekirdek sayısını teşvik edebilmektedir (Harridge, 2007). Ancak, tüm bu anabolik özelliklerine rağmen egzersiz kaynaklı kas hipertrofisi için IGF-1 reseptör fonksiyonunun gerekli olmadığı da ifade edilmektedir (Spangenburg ve ark., 2008). Mekanik bir yük sonrası protein translasyonunu (amino asit zinciri veya polipeptid sentezi süreci) başlatılması ve gerekli sinyal iletimini aktive etmek için ihtiyaç duyulan PI3K/Akt (hücresel fonksiyonların yerine getirilmesi için gerekli olan başlıca sinyal) yolağının güçlü bir efektörü IGF-1’ dir. Ancak, bazı araştırmalarda egzersiz açısından sistemik IGF-1 düzeyinin anabolik cevapta başlıca bir role sahip olup olmadığı tartışmalıdır (Spangenburg, 2009; Schoenfeld, 2016; O’Connor ve Pavlath 2007; McCarthy ve Esser, 2007). Fakat, egzersizi takiben sistemik IGF-1 ile uydu hücre düzenlenmesi arasında bir uyum olduğu ve hücre içi sinyalleme artışına neden olduğu kabul gören bir yaklaşımdır. Bu noktada bu uyumun rasyonel açıklaması olarak, sistemik IGF-1’ in hipertrofik etkisi egzersiz kaynaklı mikro travma sonrası farklılaşmayı ve füzyonun (iki hafif elementin nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır bir element oluşturması) uyarılabilme yeteneğini arttırarak DNA protein oranlarını sürdürebilmesi ve böylece kas çekirdeklerinin kas liflerine bağlanmasını kolaylaştırması gösterilebilir.

Büyüme Hormonu

Büyüme hormonu, adenohipofizden (ön hipofiz) salınan polipeptid yapılı bir hormondur. Büyüme hormonun egzersiz kaynaklı artışının yanında en yüksek salınma durumu uyku boyuncu görülmektedir. Büyüme hormonu diğer hormonlara göre hem anabolik hem de katabolik etkilere sahiptir (Velloso, 2008). İskelet kas kütlesinin düzenlemesinde büyüme hormonu son derece önemli rol almaktadır. Bu potansiyel rolünü gerçekleştirebilmek için büyüme hormonu, IGF-1’ e ihtiyaç duymaktadır (Velloso, 2008). Literatürde bu iddiayı destekleyen bazı araştırmalar göze çarpmaktadır (Aperghis ve ark., 2009; Hameed ve ark., 2004; Rigamonti ve ark., 2009). Tüm bu açıklamalara ek olarak, iskelet kası içerisinde büyüme hormon reseptörleri azlığı miyofibril boyutunda azalmalara neden olabilmektedir (Sotiropoulos ve ark., 2006). Büyüme hormonunun bu etkilerinin rasyonel açıklaması olarak, miyotüb başında çekirdek artışına neden olabileceği vurgulanmaktadır. Ayrıca, tüm bunlara ek olarak, büyüme hormonu aktivitesi, kas protein sentezi sırasında mediator (ara bulucu) olarak yardımcı olabilmektedir.