Son yıllarda, egzersiz profesyonellerinin karşılaştığı problemler arasında diyabetli kişilere uygulanacak egzersiz tercihi, süresi, sıklığı ve yoğunluğu gibi konular gelmektedir. Tüm dünyada özellikle diyabet üzerine etki edebilecek egzersiz reçeteleri üzerinde çalışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir. Diyabet görülme oranı, (son 30 yılda yaklaşık 4 kat artmıştır, 1980 108 milyon 2014’ de 422 milyona ulaşmıştır) daha önce hiç görülmemiş düzeyde tüm toplumları tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır. Diyabetin ülkelerin sağlık harcamaları üzerinde oldukça büyük bir maliyet oluşturduğu gerçeği de bir diğer önemli sorunsaldır.
Tip 2 diyabetus mellitus (T2DM) dünya genelinde bulaşıcı olmayan hastalıklar içerisinde en hızlı yayılan hastalıklardan biridir (International DF, 2013; Burengo ve Tuomilehto, 2012). T2DM’ un önlenmesi için sağlıklı vücut ağırlığına sahip olmak veya sürdürmek, sağlıklı bir beslenme alışkanlığına sahip olmak ve egzersiz katılımı temel faktörler olarak sıralanmaktadır. Ayrıca, çoğu T2DM önleme programları aerobik (kardiyo-respiratuar egzersizler) egzersiz rutinlerini tavsiye etmektedir. Diyabet Önleme Programları (DÖP) T2DM’ un yaklaşık %58 düzeyinde (2.5 yıl egzersiz rutini içermesi) önlenebilir bir hastalık olduğunu vurgulamaktadır (Agular ve ark., 2014). Egzersiz tip 2 diyabet tedavisi için efektif beslenme ve gerekli durumlarda ilaç kullanımı ile birlikte köşe taşı olarak düşünülmektedir (Sigal ve ark., 2013). Egzersiz uygulamalarının glisemik kontrol, kan lipid profilleri ve diğer benzer etkileri iyi dökümente edilmesine rağmen bu egzersiz uygulamalarının farklılıklarının etkileri hakkında tam bir kesinlik bulunmamaktadır (Chudyk ve Petrella, 2011; Boule ve ark., 2001; Thomas ve ark., 2006). Tip 2 diyabetli ve obez kişilere, aerobik temelli egzersiz uygulamaları (yürüme, yüzme, bisiklet binme ve koşma vb.) en yaygın kullanılan modalitelerdir (Boule ve ark., 2001; Bloomgarden, 1999). Aynı zamanda, direnç antrenmanlarının klinik etkilerini gösteren araştırmalar giderek yaygınlaşmaktadır (Irvine ve Taylor, 2009; Kelley ve Kelley, 2009). Sistematik egzersiz uygulamaları, tutarlı bir şekilde HbA1cdüzeyinde yaklaşık %0.6 azalmaya neden olabilmektedir (Ummpierre ve ark., 2011; Boule ve ark., 2003; Snowling ve Hopkins, 2006; Thomas ve ark., 2006). Farklı türde uygulanan egzersizlerin tip 2 diyabet üzerinde etkileri bilinmesine rağmen yapılandırılmış egzersiz uygulamalarının volüm ve yoğunlukları glisemik kontrol için anahtar rol oynamaktadır (Church ve ark., 2010; Sigal ve ark., 2007). Tip 2 diyabetli hastalara uygulanan haftalık egzersiz volümünün yaşam kalitesini arttırdığını gösteren araştırmalar bulunmaktadır (Nicolucci ve ark., 2012). Literatür, Tip 2 diyabetli hastalara uygulanan 150 dk/hafta’ dan daha fazla sürede iyi yapılandırılmış egzersiz süresinin HbA1c değerinde azalmalara neden olduğunu vurgulamaktadır (Ummpierre ve ark., 2011; Boule ve ark., 2003). Başka bir araştırmada, tip 2 diyabetli obezlere uygulanan 6 aylık bir düşük-orta yoğunluklu aerobik egzersiz protokolü sonrası HbA1c düzeyinde benzer şekilde azalmalar görülmüştür (Hansen ve ark. 2009). Bir hafta içinde eklenen her egzersiz seansı HbA1c değerinde yaklaşık %0.39 düzeyinde bir azalmaya neden olmaktadır (Umpierre ve ark., 2013). Ayrıca, direnç antrenman uygulamalarının volüm karakteristiğinin HbA1c seviyesindeki değişimlerle ilişkili olduğu da bildirilmiştir (Umpierre ve ark., 2013). Literatürde, 2009 yılında yayımlanan 14 makaleyi inceleyen bir Cochrane derlemede egzersiz yapmayanlara göre egzersiz yapanlarda (aerobik, direnç veya kombine) %0.6 HbA1cdüzeyinde azalmalar olduğu bildirilmiştir. HbA1cdüzeyinde direnç egzersizlerinin %0.32 ve aerobik egzersizlerin ise %0.46’ lık bir azalmaya neden olduğu rapor edilmiştir (Yang ve ark., 2014).
Tip 2 diyabetli hastalara uygulanan haftalık 150 dk’ dan fazla egzersiz süresinin yaklaşık %0.89 HbA1c düzeyinde azalmalar olduğu bildirilmektedir (Umpierre ve ark., 2011). Glisemik kontrol için hem aerobik hem de direnç antrenman uygulamalarının etkili olduğu dahası kombine uygulanan egzersizlerin de benzer gelişmelere neden olabileceği ifade edilmektedir. Metabolik sendroma sahip tip 2 diyabetli hastalara uygulanan iki farklı yüklenme yoğunluğuna sahip (MKAH’ nın %55’ i ve MKAH’ nın %79’ ı) egzersiz uygulamalarının HbA1c üzerinde benzer düzeyde etki ettiği bildirilmektedir (da Silva ve ark., 2012). Direnç antrenman rutinlerinin farklı popülasyonlarda yağsız kas ağırlığında artışlar görülürken ayrıca, insülin duyarlılığında artışlara, GLUT4 içeriğinde ve geçirgenliğinde ayrıca insülin sinyalizasyonunda artışlara neden olabilmektedir (Miller ve ark., 1994; Pochlman ve ark., 2000; Ryan ve ark., 1996; Misra ve ark., 2008; Tabata ve ark., 1999). Ancak bu araştırmalarda, uygulanan direnç antrenman yoğunluğu ve set sayısının glisemik kontrol üzerinde minör bir role sahip olduğu hatta HbA1cdeki değişikliklerle ilişkili olmadığı bildirilmiştir. Literatür açısından, glisemik kontrol ve HbA1c üzerine etki edebilecek egzersiz süresinin yaklaşık 33 dk’ lık seanslar olduğu vurgulanmıştır (Umpierre ve ark., 2013). Aynı zamanda, haftalık supervize edilmiş egzersiz seanslarının yoğunluğunu ve frekansını arttırmanın tip 2 diyabetli hastalar için daha uygun bir strateji olduğu vurgulanmaktadır (American Diabetes Association, 2012).
Direnç egzersiz pratiklerinin, açlık plazma glukoz seviyesine (Black ve ark., 2010; Ibanez ve ark., 2005; Baldi ve Snowling, 2003; Castaneda ve ark., 2002), HbA1c (Baldi ve ark., 2003; Castaneda ve ark., 2002; Dunstan ve ark., 2002; Bweir ve ark., 2009; Honkola ve ark., 1997; Ishii ve ark., 1998; Umpierre ve ark., 2011; Churc ve ark., 2010), insülin duyarlılığı (Baldi ve Snowling, 2003; Ishii ve ark., 1998) ve yağsız vücut ağırlığının kontrolü gibi faktörler üzerinde etkileri olduğu vurgulanmaktadır (Ballor ve Poehlman, 1994; Sweeney ve ark., 1993). Literatür T2DM tedavisinde ve önlenmesinde egzersiz pratiğinin haftalık rutinin orta-yüksek şiddetli 150 dk aerobik egzersizlerden oluşması gerektiğini ayrıca ek olarak 2-3 kez direnç antrenmanı eklenmesi gerektiğini de vurgulamaktadır (Colberg ve ark., 2010; Hordern ve ark., 2012; Church ve ark., 2010; Snowling ve Hopkins, 2006; Sigal ve ark., 2007). Tüm egzersiz tavsiyelerine ek olarak iki haftada bir dairesel antrenman pratiğinin de egzersiz rutini içine eklenmesi tavsiye edilmektedir (Burtscher ve ark., 2009). Literatürde T2DM önleme ve tedavi aracı olarak uygulanan direnç egzersizlerinin vücut ağırlığı, serbest ağırlıklar, izometrik egzersizler, izokinetik egzersizler, direnç bandları gibi geniş bir çeşitliliğe sahip olduğu ifade edilmektedir (Agular ve ark., 2014). T2DM hastalığını önleme ve tedavi etme stratejisi olarak egzersiz rutinin en az 6 hafta uygulanması hatta 12 hafta sürdürülmesinin etkili olacağı ayrıca egzersiz rutinin haftalık 150-210 dk arasında aerobik içerikli olması ilaveten 60-120 dk direnç egzersizi içermesi tavsiye edilmektedir (Agular ve ark., 2014).
Sonuç olarak diyabet kader değildir. Yaşam koşullarınızda yapacağınız ufak değişiklikler ve düzenli fiziksel aktivite ile beraber büyük ölçüde T2DM önlenebilir veya T2DM hastalarının yaşam kaliteleri değiştirilebilir.
Haftanın Mottosu:
“Sağlık Bir Beden Değil, Kafa Meselesidir”
“Mark Baker Eddy”